Hükümetin çözüm süreci adı altında yürüttüğü politikalar ve verilen tavizlerle şımartılan HDP ve KCK’nın “süresiz halk direnişi” çağrısı üzerine, terör yandaşları Türkiye’yi yangın yerine çevirdi.
“Türk Milliyetçileri iktidara geldiği gün, bugün sokaklarda ortalığı yakıp-yıkarak; insanlarımızı tehdit ederek propaganda yapan PKK terör örgütü mensupları IŞİD terör örgütünü mumla arayacaktır. Adı ne olursa olsun hiçbir terör örgütü milletimizi tehdit edemeyecek; Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarına yaklaşma cüretini dahi gösteremeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti terör örgütlerinin cirit attığı; kirli oyunların sahnelendiği bir coğrafyada asla ve asla terör örgütleriyle iş birliği yapmayacak, milletinin menfaatlerini her şeyin ve herkesin üzerinde tutacaktır"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkçenin gönülleri ihya ettiğini belirterek, "Bundan rahatsız olanlar şimdilerde okul yakıyor, okul yıkıyor; 'ana dilde eğitim' diyerek için için Türkçeye düşmanlık yapıyor. Dil üzerinden estirilen fırtınanın maksadı eğitim ve öğretim konusundaki bir ihtiyacın sonucu değildir. Amaç; basbayağı milli emaneti, milli varlığı bölmek, parçalamak, küçücük yavrularımızın ümit ve heyecanlarını istismar etmektir" dedi.
MHP lideri Bahçeli Twitter hesabı üzerinden 26 Eylül 1932'de toplanan 1'inci Dil Kurultayı'nın yıldönümünü ve Türk Dil Bayramı nedeniyle takipçileriyle paylaşımlarda bulundu. Takipçilerinin ve Türk milletinin Türk Dil Bayramını kutlayan Bahçeli, dilin; millet, vatan, medeniyettir, kültür, görülen düşlerin ve kutlu hedeflerin ana dinamiği olduğunu kaydetti. Türkçenin Türk milletinin dili ve gelecek ülküsü olduğunun altını çizen Bahçeli, Türkçe'nin herkesin iftiharı, tarih ve kültür nehrinin bereketli yatağı olduğunu kaydetti.Türkçe'nin herkesin duası olduğunu belirten Bahçeli, "Anlamasını bilenlere Türkçe Türk asırlarının tercümanı, Türklük şuurunun sözcüsü; sahiplenmesini bilenlere milli kimlik senedidir. Dilimiz susarsa tarihi yürüyüşümüz durur, dilimiz zayıflarsa iddialarımız söner, dilimiz kurur ve mahzunlaşırsa milletimiz kaybeder" dedi.
Türk Standardları Enstitüsü (TSE), Ankara Temelli' de "dev" bir laboratuvar üssü kurmak için çalışmalara başladı. Enstitüsü, 120 milyon liralık yatırımla, Temelli'yi Ortadoğu ve Balkanların test ve eğitim merkezi yapmayı hedefliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, TSE'nin 2018 yılında faaliyete geçirmeyi planladığı Temelli kompleksi, yaklaşık 100 bin metrekare kapalı alana sahip olacak. Komplekste yer alan tüm bina inşaatları, mekanik ve elektrik tesisatları, alt yapı işleri, dahili yollar, kanalizasyon ve yağmur suyu drenajları, çevre düzenleme işleri, tesisat galerisi, otopark, peyzaj ve ağaçlandırma için yaklaşık 120 milyon lira ön maliyet hesaplandı.
Tokat'ta Ülkü Ocakları, kentin farklı noktalarındaki billboardlara verdikleri ilanlarla, ailelerin çocuklarını Ülkü Ocaklarına göndermesini istedi. İlanlarda; ocağa giden gençlerin adam olacağı, madde bağımlısı, hırsız, arsız, vatan haini olmayacağı belirtilerek, 'Baba beni ocağa gönder' denildi.
Tokat Ülkü Ocakları, çocukların ocaklara gelmesini sağlamak amacıyla kentteki billboardlara ailelere yönelik afişler astı. Afişlerde, ocağa giden gencin adam olacağı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
'Baba beni ocağa gönder. Ocağa giden genç, madde bağımlısı olmaz. Hırsız olmaz. Arsız olmaz. Vatan haini olmaz. Devlete düşman olmaz. Alpaslan, Fatih, Atatürk, Başbuğ olur. Adam olur.'
“Türkmenler için güvenli bölge oluşturulmalı idi...” başlıklı editör yazısında Prof. Dr. Suphi Saatçi diyor ki: “ Özellikle sınırda Türkmen sığınmacılara bir kamp kurduğu veya kuracağından bahsedildi ancak bu noktada çok geç kalındığını ifade etmek zorundayız. Özellikle Telafer ve Musul civarındaki Türkmen yerleşimlerinden binlerce kişi, Irak’ın güney illerine perişan halde sığınmak zorunda kaldılar. Hâlâ yollarda ve dağ eteklerinde, Erbil’e yakın yerlerde açıkta bekleyen, Kerkük’e sığınan, sokaklarda, inşaat şantiyelerinde kalan binlerce çaresiz aile vardır (…)
Yezidiler ve bölgede yaşayan Hıristiyanlar tehlikeye maruz kalınca süper güçler acilen askeri harekâta başladı. ABD, İngiltere ve Fransa ve Almanya’dan peşmergeye silah ve mühimmat desteği geldi. İşte tedbir böyle alınır (...)
13 Mayıs 2014 tarihindeManisa`nın Soma İlçesi`ndeki yeraltı kömür ocağında meydana gelen ve 301 maden emekçisinin ölümüne neden olan Soma katliamıyla ilgili Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği hazırladığı rapor 18 Eylül 2014 tarihinde düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı.
Basın açıklamasında “Çok açıktır ki Soma`da yaşanan felakete, şirketin "ne pahasına olursa olsun, maliyeti düşürme ve üretimi kesintisiz sürdürme" politikası neden olmuştur. Görünen tablodan yalnızca bu şirket sorumlu olamaz. Bu üretim modelini yaratan, kömür madenleri ve linyit sahalarını ihalelerle devredenler ve denetim sorumluluklarını yerine getirmeyenler de yaşanan iş cinayetlerinden birinci derecede sorumludur." İfadelerine yer verildi. Basın açıklamasının tam metni aşağıda verilmiştir.
İstanbul Mecidiyeköy‘de eski Ali Sami Yen Stadyumu‘nun yerine yapılan 42 kat projeli, 36 katı tamamlanan Torun Center rezidans inşaatında, asansörün 32. kattan eksi 5. kata düşerek çakılması sonucu 10 işçimiz yaşamını kaybetti. Aynı inşaatta geçen Nisan ayında 19 yaşında bir işçi halat kopması sonucu 15. kattan düşerek ölmüş; Ağustos ayında da bir yangın çıkmıştı.
ÜLKÜTEK olarak, öncelikle Torun Center inşaatındaki Hepimizi gözyaşına ve mateme boğan faciada hayatlarını kaybeden işçilerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet; kederli ailelerine ve Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Kentsel rant uğruna şehirlerimizi yüksek katlı beton yığınlarına dönüştürenleri ve yoğun emek sömürüsü için işçilerin yaşamlarını gözden çıkaranları ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında kalıcı, kesin, güvenceli önlemleri almayan ve bu ranta göz yuman ve teşvik edenleri kınıyoruz.
TÜRKMENLERİN SİLAHA İHTİYACI VAR.
Kerkük Vakfı Sözcüsü ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, IŞİD tehdidi altındaki bölgelerde Türkmenlerin kendilerini savunmak için silaha ihtiyacı olduğunu söyledi. Nakip, “Emirli kurtarıldıktan sonra endişemiz Türkmenlerin yaşadığı diğer şehirlere saldırı ihtimalinin olmasıdır” dedi.
Kerkük Vakfı Sözcüsü ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, IŞİD tehdidi altındaki bölgelerde Türkmenlerin kendilerini savunmak için silaha ihtiyacı olduğunu söyledi. Nakip, “Emirli kurtarıldıktan sonra endişemiz Türkmenlerin yaşadığı diğer şehirlere saldırı ihtimalinin olmasıdır” dedi. Nakip şöyle devam etti: “Bu saldırılar IŞİD tarafından olabileceği gibi Irak tarafından plansız bir şekilde kuzeye kaydırılan Şii milisler tarafından da yapılabilir. Çünkü buralar IŞİD tarafından üs olarak kullanılıyor. O bakımdan Türkmen halkının mezhebine bakılmaksızın hepsinin değerli olduğunu, korunması gerektiğini vurgulamamız lazım. Türkmenlerin hayati tehlikesi halen devam ediyor. Can güvenlikleri sağlanmalı. Türkiye’nin Türkmenlerin silahlanmasına yardım etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Nasıl ki Fransa, Almanya, İngiltere, hatta İran bile Kürtlere silah verip IŞİD’e karşı mücadelesini desteklediyse Türkiye’nin de Türkmenleri can ve namuslarını koruyabilmeleri için silahlandırması gerekiyor.”
Bilim adamları, kendini onarabilen yeni bir plastik türü geliştirdi.
"Science" dergisinde yayımlanan çalışmaya göre yeni plastik, 3 santimetre genişlikteki delikleri bile onarma kapasitesine sahip.
Illinois Üniversitesi araştırmacıları, yeni plastiğin hasar gören bölgelere onarıcı kimyasalları gönderen incecik borulardan oluşan bir ağa sahip olduğunu açıkladı.
Bilim adamları, yeni plastikten üretilecek cep telefonu ekranlarındaki çatlakların , tenis raketlerindeki kırıkların, su borularındaki deliklerin kendini onaracağını belirtti.
Ümit Özdağ Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Yeniçağ Gazetesindeki köşesinden açık mektup yazdı. Mektubunda Kerkükte son dönemde yaşanan olumsuzluklara değinerek” . Sayın Bakan, dilerim tarih sizi “Kerkük’ü Barzani’ye teslim eden Türk Dışişleri Bakanı” olarak kaydetmez. Ancak görülen o ki, hızlı adımlar ile o noktaya doğru hızla ilerlemektesiniz. Bugünler Kerkük’ün Barzani’ye teslimini kolaylaştırmak amacı ile Türk kimliğinden ötürü hiç hoşlanmadığınız ITC Başkanı Erşed Salihi’yi görevden alarak yerine Hasan Turan’ı yani Müslüman Kardeşler kökenli ITC’nin mevcut ikinci başkanını atayacağınız konuşuluyor. Hasan Turan’ı Kerkük’ü Kürtlere teslim eden adam olarak tarih ancak dipnotta yazar. Üst başlık size ayrılacaktır. “
Madencilikte taşeronlaşma Soma da ülkemize yaşatılan faciaya rağmen artarak devam etmektedir. 1978 yılında Devletçe işletilecek madenler arasında olması kabul edilen ve o yıldan bugüne kadar çeşitli yasal değişikliklere rağmen aranması, işletilmesi ve pazarlanmasının halen devlet eliyle yapılması gereken bor madenlerinin özelleştirilmesi gündemi hiç kapanmamıştır. 2000-2001 yıları arasında, o zamanki adıyla Eti Holding‘e bağlı birçok maden işletmesinin özelleştirme süreçleri yürütülürken, Borların özelleştirilmesine dönük çalışmalar da başlamış ve o günden bugüne gizli, örtülü ya da açıktan devam etmiştir.