25.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve meslek odaları ile çevrecileri ayağa kaldıran yeni Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliğinin dikkat çekici başlıkları şöyle:
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 1 yıl aradan sonra ÇED Yönetmeliğini yeniden değiştirdi. Alışveriş merkezleri, golf tesisleri, toplu konut projeleri, 100 km ve altı demiryolu projeleri, beyaz eşya boyama tesisleri, tuz çıkartılması, orman alanlarının dönüştürülmesi projeleri ÇED uygulanacak projeler listesinden çıkarıldı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği kanun hükmü, yönetmelikle geri geldi. Çevre Mühendisleri Odası, “Bu değişiklikler akla, bilime, mantığa aykırı” diyerek isyan etti.
Ülkücü Şehidimiz Ertuğrul Dursun Önkuzuyu şehit edilişinin 44. Yılında ÜLKÜTEK olarak rahmet ve minnetle anıyoruz. “Şehitler ölmez " düsturunca tüm şehitlerimiz hala aramızda, anılarımızda ve içimizde yaşıyor.
Ertuğrul Dursun Önkuzu, Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu'nda eğitim görürken İşgal altındaki okulda Komünistler tarafından işkence edildikten sonra okulun üçüncü katından atılarak 23..11.1970tarihinde şehit edilmişti.
Ülkücü hareketin ilk şehitlerinden olan Önkuzu’nun adına şiirler, türküler yazıldı. Yazar Emine Işınsu, "Sancı" adlı romanıyla Dursun Önkuzu'nun hayatını anlattı. Sanatçı Mustafa Yıldızdoğan, şair Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun "Önkuzu" isimli şiirini besteledi ve bir albümünde yer verdi.
Türk Dünyasının büyük fikir ve ülkü adamı, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan Hocamızın ebediyete yürüyüşünün ikinci yılı münasebetiyle 22 Kasım 2014 Cumartesi günü İ. Ü. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda “Anma Programı ve Türk Dünyası Turan Yazgan Büyük Ödülü Verilmesi Töreni”ni gerçekleştirdi.
Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı tarafından düzenlenen Türk Dünyası’ndan çok sayıda davetlinin katıldığı ve yoğun ilgiyle gerçekleşen anma töreninde Vakıf Başkanı Közhan Yazgan’ın açılış konuşmasından sonra söz alan Türk Dünyasının seçkin konukları Turan Yazgan’ı fikirleri ve faaliyetleriyle değerlendiren konuşmalar yaptılar.
Türkiye'de ilk kez askerin sırtında taşıyabileceği bir arazi radarı üretildi. Amaç gözle görülemeyecek kadar uzaktaki hareketlerden haberdar olmak. Yeni radarı farklı kılan, insan ve hayvanı ayırt edebiliyor olması. Savunma sanayi şirketi METEKSAN, sınır ve alan güvenliğine yönelik "insan ayırt edebilen" çevre gözetleme radarı "Retinar PTR”yi tamamen milli imkânlarla üretti.
Ürün hakkında bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Kerem Alparslan da radarının konuşlandığı noktada tarama yaparak, güvenlik bölgesi oluşturduğunu söyledi. Radarın bölgedeki hareketlenmeyi tespit edebildiğini ifade eden Alparslan, "Radar, bölgedeki hareketlenmeyi detaylı inceleyerek takip edebiliyor. İnsan ve hayvan teşhisi dahil çok ciddi sonuçlar sunan radar, karakol, kamp, kıyı, kritik tesisler, boru hatları, enerji santralleri ve hava alanları gibi tesislerin güvenliğini sağlayacak bir sistem.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Oktay VURAL’IN eşi Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuba Vural,15 Kasım 2014 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Prof. Dr. Tuba Vural’ın Kocatepe Camiinde kılınan cenaze namazına MHP lideri Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK, çok sayıda bakan ve milletvekili, MHP den çok sayıda partili, Sivil toplum kuruluşlarının başkan ve üyeleri ve Üniversite camiasından öğretim üyeleri, öğrencileri ve çok sayıda ülkücü katıldı. Tuba Vural yapılan duaların ardından Gölbaşı mezarlığında toprağa verilmiştir.
ÜLKÜTEK olarak merhumeye Allahtan rahmet diler. Başta Sayın Vekilimiz ve ailesi olmak üzere tüm camiamıza, sevenlerine ve öğrencilerine baş sağlığı dileriz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ndeki değişiklikle yapılan kat yüksekliği artışının kentleri yaşanmaz hale getireceği uyarısı mimarlar tarafından yapıldı. Bu değişikliğin kentleri güneşsiz, ışıksız, hava almayan kalitesiz mekanlara mahkum edeceği ileri sürüldü.
Yayımlanan yönetmelik değişikliğinde kat yüksekliklerinin konut yapılarında 3 metreden 3.5 metreye, ofis ve turizm yapılarında 3 metreden 3.80 metreye çıkarılmıştır. Bu değişikliğin kentin yapılaşması tamamlanmış bölgelerinde kapsamlı imar planı revizyonları yapılmadan uygulanması halinde kentlerin yaşanamaz hale gelecektir. Caddeler ışıksız, havasız insanı ezen boşluklara, sokaklar karanlık daha boğucu mekanlara dönüşecektir.
Maden Mühendisleri Odası Karamandaki maden kazasının oluş nedeni ile ilgili açıklama yaparak; Ermenek‘te meydana gelen kaza da havza madenciliği yapılmamasının bir sonucudur. Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bakış açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Aynı havzada farklı firmaların, değişik ya da aynı zamanda yaptıkları planlama ve üretimi birbirlerinden bağımsız, habersiz, birbirlerini olumsuz etkileyebilecek şekilde yerine getirilmesi politikası sürdükçe Soma‘da, Elbistan‘da ve son olarak Ermenek‘te yaşanan facialar gelecekte de yaşanabilecektir.”
Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Güneyyurt beldesinde bulunan özel bir kömür ocağında, 28 Ekim 2014 günü öğle vardiyası sırasında kaza meydana geldi. Maden çıkarma çalışmaları sırasında 375 metrede meydana gelen su baskını sonucu işçilerin bulunduğu bölgenin 50 metresini su doldurdu.
Yaşanan facianın üzerinden iki gün geçmesine rağmen ocakta kalan 18 işçiye ulaşılamadı. Ocağa dolan binlerce ton suyun kaynağı konusunda henüz net bir açıklama yapılamazken, olay anı ve öncesinde de büyük ihmaller yaşandığı iddia ediliyor. İşletmenin denetimiyle ilgili ihmallerin yanı sıra hazırlanan raporlardaki uyarılar hiç dikkate alınmamış.
Şeker Fabrikalarının kamu hisselerinin özelleştirilmesi için başlatılan ihale sürecine karşı tepkiler artarak devam ediyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği, şeker fabrikalarının kapatılmak istenmesine tepki gösterdi.Türkiye Ziraatçılar Derneğince yapılan açıklamada” Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı olduklarını belirterek, “Eğer bu fabrikalar satılacaksa, özel şirketlere yerine pancar üreticileri kooperatifleri ve işçi sendikalarının katılımıyla oluşturulacak kuruluşlara satılmalı ya da mülkiyeti devlette kalmak üzere kiralanmalıdır. Ülkemizin geleceği AVM'lere feda edilmemelidir” dedi. 25 şeker fabrikasının kamu hisselerinin özelleştirilmesi için ihale sürecinin başladığını anımsatarak, “İhale süreci sonunda altı grup halinde parça parça satılması planlanan şeker fabrikalarından sadece 5-6 karlı fabrikaya talep gelmesi, bunlar dışında kalanların ise kapatılması bekleniyor.
BOR MADENİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İÇİN BİR FORMÜL DAHA
Kamuoyu tepkisini gördükçe geri adım atan İktidar tarafından bor madenlerimizin özelleştirilme çalışmaları gizli ve değişik formüllerle gerçekleştirilmeye çalışılıyor. İşte bor madeninin özelleştirmesine gidecek yeni formül.08.10.2014 tarihli ve 29139 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan "Orta Vadeli Program (2015-2017)"kapsamında Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek`in basın yayın kuruluşlarına yaptığı açıklamalarda, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü`ne ait olan Sülfirikasit ve Borikasit fabrikalarının özelleştirileceği kamuoyuna açıklanmıştır. Bor madenlerimizin özelleştirilmesine ilişkin olarak 1985 yılında yürürlüğe giren 3123 sayılı Maden Kanunu`nun 49. maddesi ile başlayan süreç, farklı yöntemlerle ve denemelerle sürekli olarak gündeme getirilmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin “Türkiye Genelinde Yaşanan Şiddet Olaylarıyla” ilgili yaptıkları yazılı basın açıklamasında” Vatandaşlarımızın sakinlik içinde, aklıselim çerçevesinde sabır ve olgunluğun çizgisinden ayrılmaması en öncelikli tavsiye ve temennimizdir.
Ayrıca Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in her mensubu uyanık ve dikkatli olacak, muhtemel kavga ve çatışmalardan kesinlikle uzak kalacaktır.
Türkiye sevdalısı aziz dava arkadaşlarım, çakılan etnik kıvılcımın nelere mal olacağını, pusuya yatmış bölücülerin bin yıllık kardeşlik ve kader ortaklığına darbe vurmak için nasıl kuyruğa girdiğini bilmek ve görmek zorundadır. Kardeş kavgası çıkartmak ve son yurdumuzu baştan ayağa cehenneme çevirmek için iştahlı olan şiddetseverlere koz verilmeyecektir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in simge ve işaretlerini kullanarak sokaklara çıkanların karanlık mahfillerin telkin ve yönlendirmesi altındaki ajan-provokatörler olduğu unutulmamalıdır.